3 nisan 2010 yılında askerliğimi yapmak üzere TSK'ya katıldım. Kısa dönem(6 ay) ve ya uzun dönem (12 ay) yapılabiliyor. Bu da 3 nisanda girmiş olduğum sınav ile birlikte ortaya çıkıyor. Biz 333. dönem askerleriz.
Sınav benim girdiğimde tamamen formalite icabı idi. Testin benim gibi hepsini doğru yapmaya çalışan da vardı, ya da kutucuklardan şekiller yapan da... Uzun dönem isteyen de vardı istemeyen de... Nitekim ordu, ihtiyacı olan personeli Asteğmen adayı öğrenci olarak (12 ay) kadrosuna dahil etti. Ben de bunlardan biri oldum. Dikkat çeken tek husus aramızda açık öğretim mezunu kimse yoktu. 4 yıllık okumuş, ve ya yüksek lisans yapmış arkadaşlarım vardı. En yaşlıları 85'li olarak bendim. (Yani 84 lü 1 tane vardı ya da yoktu. Gerisi 85, 86, 87 ve 88 liydi.) Kulağı delikmiş yok dövmesi varmış asteğmen olamazmış, vs... gibi hikayeler tamamen yalanmış bunu öğrendim.
İlk etapta çektiğimiz kuraya göre Isparta - Eğirdir dağ komando okuluna gittik. Orada komanda olamaz raporu alanlar (biri de ben) 3 gün sonra İstanbul'a Tuzla Piyade Okulu'na geldi. Asteğmenlik maceramız burada başladı...
Eğitimler çok ağırdı, ama zevkle yapardık. Komutanlarımız da seçilmiş kişilerdi. Hepsini (çoğu zaman kulaklarını çınlatsak da) severdik. Devletimiz bize bu kutsal vatani görevimizi ordumuzda yedek de olsa Subay sıfatıyla yapmayı uygun bulmuştu. Buna kimsenin üzülmemesi gerekiyor. Tabi ki ilk etapta biz de üzüldük, sevdiklerimizden daha fazla uzak kalacağız diye. Fakat zaman inanın geçer, eğer yapacak bir şeyler bulabiliyorsanız...
30 Haziranda Asteğmen rütbesiyle Tuzla Piyade Okulu'ndan mezun olduk. 15 Temmuz'da ise görev yerlerimize geldik. Ben Hudut branşında olduğumz için Hudut karakollarında görev yapıyorum. Ve şu anda kutsal şehitlerimizin birinin adı olan bir karakolda karakol komutanıyım. Ortalama 20 tane askerim var. Ülkemin dört bir yerinden gelen, belki az eğitimli, belki derdi olan, ama yüreği kıpır kıpır 20 mehmetçik
"Gelip geçici olmak değil, önemli olan kalplerde kalıcı olmaktır." diyorum onlara hep. Ve devletimizin bizlere vermiş olduğu maaşı(sivil hayatta aldığından belki az belki de çok bilemeyiz) haketmemiz gerekiyor. Eğer o insanlara birşeyler katabiliyorsam, aktarabiliyorsam, onları herhangi bir durum için hazır bulundurabiliyorsam, ne mutlu benim gibi asteğmene.
Ve tekrar söylüyorum, 12 ay asteğmen olarak askerlik yapacak arkadaşlar hiç üzülmesinler, kahraman Türk askerini emir komuta edecekler, bundan gurur duymalıdırlar...Hem de size söylenen "Sen askerde çok dayak yersin..." gibi lafları da sahiplerine rahatça artık iade edebilirsiniz. Tadını çıkarın :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzu esirgemeyiniz..